Galatasaray’ın adıyla özdeşleşmiş efsane kaptanı Mehmet Oğuz nam-ı diğer Büyük Mehmet 12 yılın ardından jübile yapmak istemiş ancak Galatasaray buna yanaşmamıştı. O dönemler Türkiye’de futbol takımlarında çoğunluk Türk futbolculardaydı ve hemen hepsi futbol sahaları dışında da çok iyi arkadaştı. Yani diyeceğim; özellikle Galatasaray ile Fenerbahçe arasında bugünkü gibi kin ve nefret dolu bir düşmanlıktan söz edilemezdi. Nitekim gelmiş geçmiş Türk futbolcuları arasında çok farklı bir saygınlık elde etmiş olan Fenerbahçe’nin büyük kaptanı Cemil Turan ile Mehmet Oğuz çok iyi arkadaştılar. Cemil, B.Mehmet’i ikna etmiş ve Mehmet Oğuz kariyerinin son senesinde Fenerbahçe forması giymişti. 79-80 sezonunda Galatasaray neredeyse küme düşüyordu. Fenerbahçe ile bir kader maçı vardı. B.Mehmet bu maçta oynamak istemiyordu ancak hoca onu ilk 11’e yazdığı için mecburen sahaya çıktı, ancak ikinci yarıda yerini başka bir futbolcuya bıraktı. Maçta Fenerbahçe Galatasaray’a öyle her zamanki gibi yüklenmedi, maç da başladığı gibi 0-0 bitti. Belki de bu maçtan aldığı puanla Galatasaray kümede kaldı. O yıl Fenerbahçe Mehmet Oğuz’a, adına yakışır bir jübile yaptı. Büyük kaptan 2022 yılında 73 yaşında aramızdan ayrıldı ve son gününe kadar Galatasaraylıydı ancak onun çok istediği jübileyi 12 yıl formasını giydiği Galatasaray değil Fenerbahçe yapmıştı.

7 Nisan günü Şanlıurfa’da sahada gördüklerimden sonra şunu belirtmeliyim ki şimdilerde futbolun mantığı da yapısı da futbolcu kalitesi de futbolcu ahlâkı da çok değişti. Neredeyse oğulları yaşındaki çocuklarla Süper Kupa maçına çıkan Galatasaraylı futbolcuların bir de utanmadan daha ilk dakika içinde gol atmaları resmen ayıp ötesiydi. Ne delikanlılığa, ne de yüksek karakterli sporcu ahlâkına sığardı böyle bir tutum ve Icardi ve diğerleri bunu başardı! Ne büyük bir başarı!

Benim âşık olduğum renkleri taşıyan futbolcular bunlar olamaz. Benim taraftarı olduğum büyük Galatasaray bu olamaz. Söylentiye göre maçtan önce Kerem, Emirhan’a “Maça kim başlarsa başlasın, topu taca atsın, sonra ne olacaksa olsun” diyor ve sonrasında Galatasaraylı as kadro kendi yarı sahalarında pas yapıp, ileriye bir uzun top atarak Icardi’ye gol attırıyorlar. Yani topu taca atacaklarına Icardi gidip gol atıyor. O topu dışarı vurabilirdi, vurmuyor.  O anda o küçücük çocukların şaşkınlığını, hayal kırıklığını, kandırılmış olmanın verdiği acıyı görmeliydiniz. Ben yerin dibine geçerken, onlar sanki Real Madrid’e gol atmış gibi seviniyorlardı…Ne diyeyim size de, sizin o yönetiminize de, sizin karakterinize de yazıklar olsun!

Fenerbahçe davasında haklıdır, değildir. U19 takımının kurtlar sofrasına sürülmesi doğrudur değildir. Ali Koç şöyledir böyledir. Bunlar başka şeyler. Bunlar başka bir tartışma konusu. Burada centilmenlikten, asaletten bahsediyorum. Galatasaray gibi tarihi başarılarla dolu bir kulübün böyle bir durumda kitaplarda yazmayan kuralları sessizce, vakurca, ağırbaşlılıkla ve kendisine yakışan olgunlukla devreye sokması gerekirdi.

Ben bekledim ki, Galatasaray as kadroyla çıksa bile o gencecik çocukları alkışlasın ve davalarında destek olsun, sonra da büyük kaptan Mehmet Oğuz’u akıllarına getirip, birlikte el ele sahadan ayrılsınlar. Süper kupayı da almayıversinler ne olacak ki! Böyle alınan kupanın ne önemi var ki! Ama tabi ki bu feraseti, yanaklarını Murat Kurum’a okşatan Dursun Özbek’ten beklemek abesle iştigal olacaktı, oldu da…

Büyük Galatasaray’ın gerçek taraftarları beni yanlış anlamasın, burada Fenerbahçe güzellemesi yapıyor değilim. Bizler, Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Galatasaraylılığını bir kenara bırakan gerçek futbolseverler yüce Atatürk’ün dediği gibi “Zeki, çevik ve ahlâklı” olmak zorundayız. Bu özellikler sonunda adil olmayı gerektirir. Eğer, haksızlık, adaletsizlik kime yapılırsa yapılsın kalbinizde isyan hissi duyabiliyorsanız siz gerçek bir insan, gerçek bir sporseversinizdir, aksi taktirde, “haksız penaltı benim takımıma verilirse gıkımı çıkarmam, aleyhime verilirse Dünyaları indiririm” hastalıklı zihniyetindeki fanatik bir hooligan olmanın ötesine geçemezsiniz. Sanıyor musunuz ki aynı durumda Galatasaray olsaydı, Fenerbahçe o asaleti gösterecekti, HAYIR! Yüzde yüz eminim, Fenerbahçe de o maça as takımıyla çıkar, belki 5 dakika top çevirir ve golünü atardı. Sonrasında da çılgınca sevinç gösterileri görürdük. Yapmadıkları şey değil. Tarihe bakmak yeterli. Ancak asıl neden, 2000’lerde 70’lerin insan kalitesi kalmaması.

Neyse…Cemil Turan’lı Fenerbahçe ile Mehmet Oğuz’lu Galatasaray’dan bugünlere geldik. O günlerin karakterli, asil, sportmen futbolcuları zaman içinde bugünkü paragöz, başarı için her yolu mubah sayan bencil ve cahil kitleye evrildi. Bunda Türk Ulus’unun, 1980 askerî darbesiyle temelinden sarsılan ahlâkî yapısı üzerinde, bir de 2002’den sonraki Amerikancı iktidarların yarattığı büyük tahribatın, çöküntü ve çürümüşlüğün rolü çok fazla…

O nedenle ben 70’li 80’li yıllara ait her şey gibi o yılların takımlarını da özlüyorum. Daha doğrusu o dönemin ahlâkını, samimiyetini, dürüstlüğünü, arkadaşlığını, o dönemin has ve katışıksız delikanlılığını özlüyorum…

Uğur GÖRGÜLÜ
11 Nisan 2024 – Khashuri (Gürcistan)