İş arama konusunda herkes kendince tavsiyelerde bulunuyor: Şöyle yapın, böyle davranın, şunları göz önüne alın…vb. İyi de dikkat ediyorum, sanki iş arayanların hepsi 20-35 yaş aralığında ve sadece satış, pazarlama konularında ya da bankacılık sektöründe iş aranıyor memlekette… Baylar bayanlar bu ülkede 40-65 yaş arasında insanlar da iş arıyor. Ve tek sektör pazarlama, satış ve bankacılık değil. Örneğin mühendislik de iş aranan önemli bir branştır ve ben yaklaşık 35 yıldır bu camiadan ekmek yemekteyim. Gerçi bir insan kaynakları uzmanı değilim ama 35 yıl boyunca binlerce iş başvurusu yaptığım, yüzlerce mülâkata katıldığım ve yaklaşık son 10 yılda da artık ben çalıştığım projelere eleman aldığım için, belki yararlı olabilir düşüncesiyle, biriktirdiğim deneyimlerimi paylaşmaya karar verdim. Ancak hemen belirteyim, daha genç mühendisler de şimdi bahsedeceğim küçük ayrıntılardan rahatlıkla yararlanabilir.

Öncelikle CV hazırlama bir mühendis için çok önemlidir.

Ben bir inşaat mühendisi olduğum için vereceğim ipucu şu: En az 3-4 değişik CV’niz olmalı. Yani örneğin; bugüne kadar yaptığınız altyapı işlerini öne çıkaran CV, üstyapı işlerini öne çıkaran CV, müşavirlik sektörüne yönelik CV gibi. Aslında en iyisi okuduğunuz ilana göre mevcut CV’nizi elden geçirmeniz ve o işe özel bir CV hazırlamanız. Yapılacak en büyük yanlışlık her iş ilanına aynı CV’yi göndermektir. Yıllar içinde deneye yanıla, daha iyi CV’leri göre göre, yabancı meslektaşlarımın hazırladıkları CV’leri inceleye inceleye kendime özgü CV düzenleme tarzımı oluşturdum ve inanın bir işi almak istersem, gönderdiğim CV sayesinde en azından görüşmeye çağrılırım.

Tecrübeyle sabittir ki EU (Avrupa Birliği ) formatı en pratiği ve kullanışlısıdır. İsteyene temin edebilirim. CV tercihan İngilizce olmalı. Bu, aynı zamanda dil bildiğinizin de göstergesidir. Ancak ben hem İngilizce hem de Türkçe CV gönderirim. Varsa İş bitirme belgeleri ve referans mektuplarını da CV ekine koyun.

Yalnız minik bir ayrıntıyı gözden kaçırmamak lazım. Eğer CV’niz çok göz korkutucu olursa o zaman da patronlarda “Ya, bu arkadaş iyi hoş ve tecrübeli de, bizim iş için sahip olduğu özellikler fazla gelir. Dolayısıyla çok ücret ister” düşüncesini uyandırmaması gerekir. O nedenle yukarıda, başvuracağınız işe özgü CV ve destekleyici belgeler göndermenizin çok önemli olduğunu vurgulamıştım. indir (1)-1Ön yazı hazırlayın

Düzgün bir Türkçe ile ve dilbilgisi kurallarına harfiyen uyularak yazılmış kısa bir tanıtım yazısı iş başvurularında sizin ifade gücünüzü, resmi yazı dilini bilip bilmediğinizi gösteren iyi bir fırsattır. Ön yazıda deneyimleriniz haricinde belirtmek istediğiniz özelliklerinizden bahsedin. Örneğin hangi konularda daha uzman olduğunuz, nerelerde çalışmak istediğiniz, seyahat etme serbestiniz gibi.

Mutlaka gazete ya da internette gördüğünüz ilanı ilgi tutun, tarih atın. Konu hanesine “İş başvurusu” yazın. Küçük bir ayrıntı; başvuru yazınız sonuna mutlaka “Ek” başlığı altında yazının ekine koyacağınız CV’leri ve diğer evrakı da belirtin. Şunun gibi: Ek:

  • Bir nüsha Türkçe CV (2 sayfa)
  • Bir nüsha İngilizce CV (2 sayfa)
  • Referans mektupları (6 sayfa)
  • İş bitirme belgeleri (3 sayfa)

Bu yazıyı da İngilizce yazmanız bence artı bir puan demektir. İstenirse örnek bir “Ön Yazı” da temin edebilirim. karıkatur182Saçma ilanlara başvurmayın.

Örnek:

Her geçen gün büyümekte ve yaptığı yeniliklerle inşaat sektörüne yön veren …… İNŞAAT, PROJE MÜDÜRÜ takım arkadaşı aramaktadır.

Üniversitelerin ilgili bölümünden mezun,

Proje yönetiminde en az 15 yıl deneyimli,

Final kalıp konusunda uzman.

Duygusal zekaya sahip,

Analitik düşünebilen,

Çözüm odaklı,

Sen dili yerine ben dilini kullanan,

Sözlü ve yazılı iletişimi kuvvetli,

Sorumluluk alabilen, disiplinli,

Askerlik ile ilişiği olmayan, ……. ve yakın ilçelerde ikamet eden.

Bir diğeri:

Firmamızın ……..’da bulunan  büyük bir proje olan, Uluslararası Havaalanı Projesi’nde görevlendirilmek üzere:

Üniversitelerin İnşaat Mühendisliği ya da Mimarlık bölümlerinden mezun,

Alanında en az 10 yıl deneyimli ve yöneticilik tecrübesi olan,

Yurt dışı, özellikle BDT ülkelerinde benzer büyük ölçekli projelerde deneyimli, tercihen     Havaalanı projelerinde çalışmış,

Mali, idari, teknik işlerde şantiyeler ve merkez ofis koordinasyonunu çok iyi sağlayabilecek,

Çok iyi derecede İngilizce, tercihen Rusça bilen,

Şantiyeler ve merkez ofis arasındaki her türlü yürütme ve koordinasyonu çok iyi sağlayabilecek, çözüm ve sonuç odaklı çalışabilen

Uluslarsı vizyona sahip, takım çalışmasına yatkın, analitik düşünme yetisi olan, sorumluluk sahibi ve disiplinli,

Sorumluluğundaki işlerin zamanında ve kaliteli bir şekilde yapılmasını sağlayacak, Analitik düşünme yetisi olan, sorumluluk sahibi ve disiplinli,

Yoğun çalışma temposu ve esnek çalışma saatlerine uyum sağlayabilen, “PROJE MÜDÜRÜ” aramaktayız.

Ben öncelikle ilanın diline bakarım. Gramer/yazım hatası ya da cümle düşüklüğü olan ilanlarla, üst satırda yazdığını unutup altta tekrar eden ve bir kez bile kontrol edilmeden yayına verildiği anlaşılan ilanlara asla başvurmam. Çünkü önemli bir projesine üst düzey yönetici arayan firmanın hazırladığı ilan eğer böyle baştan savma olursa benim nezdimde o firmada da her iş el yordamıyla görülüyor demektir. Yani bence ne verdiği söz sözdür, ne de kalitesi kalite. En iyisi ondan uzak durmaktır.

Bazı firmalar vardır, sürekli ilan verirler. Eğer ülkemizde ya da yurt dışında aynı anda farklı birçok iş almıyorsa o firmada bir sorun var demektir. Zaten bunu ilandan anlarsınız. Bu işsizlikte  o firmada bir nedenden dolayı eleman durmuyorsa siz de uzak durun derim.

Sonra Allahınızı severseniz ne demek “Analitik düşünen”, “Duygusal zekâya ya da Uluslar arası vizyona sahip, takım çalışmasına yatkın, sorumluluk alabilen… vb”. Bunları yazanlar da işte herkes böyle yazıyor diye ilan sayfalarından kopyalamıştır inanın, sorsanız ne anlama geldiğini bile bilmez.

Be adam, zaten yol, bina, baraj veya ne bileyim havaalanı projesine, işi başından sonuna kadar yürütecek bir sorumlu mühendis yönetici arıyorsun. İlana böyle saçma sapan laflar yazmanın ne anlamı var. Yani başvuran adaya:

-Siz analitik düşünür müsünüz?

-Sorumluluk alabilecek misiniz?

-Uluslar arası vizyonunuz ne âlemde?

-Duygusal zekânızı kullanır mısınız?

-Takım çalışmasına yatkınlığınızı bir gösterin bakayım mı diyeceksiniz?

Hadi bu aptalca soruları sordunuz diyelim, başvuran adayın nasıl cevap vermesini bekliyorsunuz:

-Aaaa evet ben acayip analitik düşünür, müthiş sorumluluk alırım. Zekâmı duygusallığa bir kaptırdım mı beni tanıyamazsınız. Ben aslında takım çalışması için yaratılmışım. Hele uluslar arası vizyonumu bir görseniz şaşar kalırsınız….

Tam bir saçmalık…

Her mühendis kendi sorumluluk düzeyinde bir yöneticidir. Yani şantiye ile merkez ofis arasında koordinasyonu sağlamak bu işin zaten doğasında var. İlana yazmak da neyin nesi? “Biliyor musunuz benim iki kulağım ve bir burnum vardır” demek gibi bir şey…

İyi bir patron, ya da insan kaynakları uzmanı size sorduğu sorularla analitik düşünüp düşünmediğinizi, sosyal birisi olup olmadığınızı, vizyonunuzun uluslararası boyutta mı yoksa yerel düzeyde mi seyrettiğini, duygusal zekânızı, sorumluluk yeteneğinizi, tecrübe seviyenizi şıp diye anlamalıdır. Bence ilanlarda laf kalabalığı yapmak “Bak biz ne kadar da ince eleyip sık dokuyan kurumsallaşmış, zor beğenen bir firmayız. Bizden iş almak kolay değildir. O kadar para vereceğiz, o halde aday tüm özellikleri barındırmalı” ucuzcu mantığının dışavurumudur.  Sizden gerekli gereksiz hemen her türlü özelliğe sahip olmanızı bekleyen patron, ne tezattır ki iş maaşa gelince bir anda firmasının kurumsal yapısından ve ücret skalasından bahsetmeye başlar…

Özellikli bir birime mühendis arayan firmaların ilanlarında ayrıntılardan bahsetmeleri çok normaldir ve aslında da son derece gereklidir; aksi taktirde görüşmeyi yapanlar, birçok mülâkatı boşuna yapmış olurlar. Bu da korkunç bir zaman kaybı demektir. Örnek:

Cezayir’de yapılacak toplu konut şantiyesi Teknik Ofis müdürlüğüne Primavera İş Programından anlayan inşaat mühendisi alınacaktır.

imagesAma genel bir yönetici için:

Bursa’da inşa edilecek …… inşaatı için Proje Müdürü alınacaktır.

şeklinde kısa bir ilân bence yeterlidir ve bugüne kadar bu tip ilânlara yaptığım başvurular olumlu sonuçlanmıştır zira “Proje Müdürü arıyoruz” demekle firma zaten o yukarıda sayılan tüm özellikleri de aradığını belirtmektedir. Çünkü mühendislik pratik zekâ, akılcılık, tasarruflu olma ve optimum kaynak kullanımı demektir. İyi bir mühendis zaten hangi ilâna başvuracağını da bilmelidir.

Bu arada Avrupa Birliği, KfW, World Bank gibi finansal kuruluşların temin ettikleri kredilerle yapılacak işlerde ilânların ayrıntılı olması normaldir, zira bu tip işlerde aranan elemanların özellikleri şartnamelerde önceden saptanmıştır ve siz çok tecrübeli olsanız bile 20 yıllık değilseniz ihaleye katılan firmaya önyeterlilik aşamasında puan kaybettireceğinizden tercih edilmezsiniz. Örnek ilân:

FIDIC sözleşmelerine vakıf

İngilizceye yazışma yapacak denli hakim

En az 20 yıllık inşaat mühendisi olmak

En az 10 yılını yönetici olarak geçirmek

En az 2 benzer proje bitirmiş olmak

Devlet ihalelerinde bu şartları tutturmak zorunludur, o nedenle bu tip ilânlara, konunun uzmanı da olsanız, eğer ilândaki şartlardan birini bile sağlayamıyorsanız, başvurmayın derim, firma sizi beğense bile işe alamaz.

Sosyal Medyayı iyi kullanın

40-65 yaş grubu mühendislerde, özellikle 50 yaşın üzerindeki meslektaşlarım arasında bilgisayar kullanımının bayağı düşük olduğunu gözlemlemekteyim. Bu bence çok kötü bir özellik ve sizin hemen ilk başta maça 1-0 yenik başlamanız demektir.  O nedenle internet dünyasına mutlaka adım atın. Xing ve LinkedIn gibi, profesyonellerin buluştuğu ortamlarda mutlaka sizin de iş hayatınızı anlatan bir hesabınız olsun. Çok yararını göreceksiniz. Örneğin Gürcistan işini ben LinkedIn sayesinde buldum, çünkü bu mecrada birçok yabancı insan kaynakları uzmanı, profesyonel mühendis avında ve bunlardan biri de siz olabilirsiniz.

Farklılaşın

Maalesef yanlış eğitim politikaları nedeniyle piyasada ihtiyacın çok üzerinde inşaat mühendisi olduğu bir gerçek. O nedenle istediğiniz işi almanız bazen onca mühendis arasından sıyrılabilmenizi sağlayacak farklı özelliklerinize bağlı olabilir. Örneğin iyi bir yabancı dil bilgisi, Microsoft Project, Primavera ya da Autocad gibi özel programları kullanabiliyor olmak sizi bir anda diğerlerinin yanında daha avantajlı bir konuma sokabilir. Bunun yanı sıra yaptığın işte belli konularda uzmanlaşmak da size çok önemli ayrıcalıklar getirebilecektir. Bu amaçla mühendislik dergilerine makaleler gönderin. Yayınlanan makalelerinizi de CV’nizde belirtin. Ben bunun çok faydasını gördüm.

Eğer görüşmeye davet edilirseniz

Bizim sektörün yabancısı olmayanlar bilir; memuriyet yapmayan ya da çekirdek merkez kadroda yer almayan yönetici mühendisler genelde proje bazlı çalışırlar. Çalıştığınız firma eğer ikinci bir proje alamamışsa veya sizi çok ters bir yere göndermek istiyorsa projesi tamamlanmak üzere olan bir yönetici mühendisin çalışırken iş araması bu nedenle son derece doğaldır. Yaptığınız iş başvurularından geri dönüş genellikle firmanın o konuyla görevlendirdiği sekreter vasıtasıyla olur. Sekreterin verdiği randevu günü size uygun değilse söyleyin. Ortak bir gün ve saatte buluşmak size işi kaybettirmez merak etmeyin.

Eğer görüşme yapacağınız firma başka bir şehirdeyse bence yetkili her kimse (patron, genel müdür…vb.) onunla telefonda kısaca görüşmek istediğinizi belirtin, zira kendi ücret aralığınızı ve asgari şartları önceden konuşmak, sizi boşu boşuna yapacağınız şehirlerarası bir yolculuktan kurtarabilir. Örneğin geçtiğimiz yıl beni arayan bir Proje Yönetim firması tam da bana göre bir iş önermişti, o aralar ben de Gürcistan’dan dönmek üzereydim. Telefonda konuştuğum şahıs, işin teknik boyutundan uzun uzun bahsediyordu,  ben de bunları konuşmanın erken olduğunu, görüşmeye gelmeden önce bu iş için aklımdaki ücret aralığımın firmanın ücret skalasına uygun olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşması gerektiğini belirttim. Firma yetkilisi verebilecekleri rakamı söyleyince şoke oldum ve büyük bir kızgınlıkla telefonu kapattım. Düşünebiliyor musunuz ya bu konuşmayı yapmadan onca yolu gitseydim, bir sürü zaman ve para kaybı yaşayacaktım. O nedenle telefonda asgari şartlarınızı konuşmadan şehirler arası iş görüşmesi randevularına gitmeyin derim. Bu arada, eğer “Ya hele bir gelin de bakarız”vari geçiştirmelere de itibar etmeyin ve bence firmanın sağlayacağı olanakları öğrenme hususunda ısrarcı olun.

Eğer yaptığınız başvuru sonucu sizi arayan firmanın önereceği iş, aklınıza yatan ve şartları da uygun bir iş olanağı ise ve siz de bu işi almak istiyorsanız, randevunuza kesinlikle tam vaktinde gidin. Ben bazen 5 dakika bile erken gitsem dış kapıda zaman geçirir ve sekretere tam vaktinde başvururdum. Ancak bazı firmalar, “Ben işverenim, o kadar da dakik olmama, iş başvurusunda bulunan kişilere çok da değer vermeme gerek yok” havasındadır ve siz belki de bir sürü zorluğu aşarak gittiğiniz şirket merkezinde sekreterin:

“Afedersiniz, Mehmet Bey henüz gelmedi, buyurun bekleyin” cümlesiyle karşılaşabilirsiniz.

İşe ne kadar ihtiyacınız olduğuna bağlı tabi ama, benim tavrım bu tip durumlarda çok nettir:

“Öyle mi, Mehmet Bey’e selamlarımı söyleyin o zaman. Benim de vaktim değerli”

der ve çıkar giderim oradan. Aslında kapıdan içeri adımınızı attığınızda firmanın size uygun olup olmadığını anlarsınız. Uygun olmadığını düşünüyorsanız orada hiç zaman kaybetmeyin derim.

Form doldurmanızı isterlerse bir sürü gereksiz ayrıntıyı asla yanıtlamam. Ücret beklentiniz kısmına, “Bu birçok parametreye bağlı, örneğin çift maaş uygulamanız var mı, sağlık sigortanız var mı, yılsonu prim var mı? O nedenle net beklentimi mülâkatta belirlemek daha uygun olur” yazarım.

Asla kalemsiz gitmeyin. Bir mühendis her zaman yanında iyi bir kalem bulundurmalıdır.

Kıyafetiniz abartılı olmamalı, ancak gündelik giysilerinizle de görüşmeye gitmemelisiniz. Takım elbise, kravat en uygun iş görüşmesi kıyafetidir. images (1)Size 14.30’da randevu verilmişse form doldurma için geçen süreyi hesaba katarsanız, en geç 15.00’de görüşmeye alınmanız gerekir. Sizi saatlerce kapıda bekleten firmaların da iş ciddiyeti yok demektir. Ya formaliten görüşüp çıkın, ya da baktınız bir saati geçti hâlâ görüşme yapamadınız sekretere not bırakıp gidin derim…

Bir kısım firma iki ya da bazen üç kişilik bir heyet oluşturarak mülâkat yaparlar. Bu, onların alacakları elemana ne denli önemli bir görev yükleyeceklerini ve dolayısıyla görüşme işini ne kadar ciddiye aldıklarını gösterir. Bu iyiye işarettir. Heyecanlı olsanız bile bunu gizleyin. Rahat olun ama sulu değil! Kendinizden emin olun ama ukalâ değil! Güven verin, durup dururken zorlamalı değil ama yeri geldiğinde konu ile ilgili teknik tabirleri doğallık içinde cümlelerinize serpiştirin. Bu, sizin konunuza ne denli hâkim olduğunuzu gösterir.

Yanınızda bir bond çanta bulundurmanız ve içinden bir not defteri çıkarmanız da çok önemlidir. Bu, sizin de işinizi ne denli ciddiye aldığınız hakkında bir fikir verir. Sakın çok konuşmayın, sevimli olacağım diye espriler yapmaya kalkışmayın. Ne soruluyorsa onu yanıtlayın. Ve sık sık notlar alın. Yüzünüzde asla “Ne iş olsa yaparım abi” acziyetinde bir bakış olmasın! Unutmayın, size bir lütûfta bulunmuyorlar.

Patron, patronun yetkilendirdiği müdür, insan kaynakları uzmanı ya da yukarıda bahsettiğim heyet sizi tanımak için nasıl sorular soruyorlarsa siz de şirketi, önerilen işi tanımak için, örneğin “Önerdiğiniz işin keşfi ne kadar, süresi nedir, sözleşmesinde nasıl bir alt kadro öngörülmüş?” gibi akılcı sorular sorun ve notlar alın. Yani onların da size kendilerini beğendirmeleri gerektiği izlenimi verin. Bu, ilgilerini çekecektir emin olun.

Yeteneklerinizi, bugüne değin tamamladığınız işleri anlatırken de asla yalan söylemeyin, abartıya kaçmayın. İlerde ayağınıza dolanacaktır inanın. Pozisyona uygun olduğunuzu düşündüğünüzde aklınızdan geçen ücretten de asla taviz vermeyin. Bu sizin değerinizi arttırır. İnanın ikinci görüşmeye mutlaka çağrılırsınız.

Gerçekçi olun, yaklaşımlarınız “doğrudan” olsun. Dolambaçlı cümlelerden, imalardan kaçının. Bu benim geliştirdiğim bir taktiktir. Çünkü zaman ilerledikçe ve deneyim haneniz kabardıkça genelde ilan üzerine değil de birilerinin tavsiyesi ile görüşmelere gittiğiniz için, yani artık bir anlamda siz iş seçici durumda olacağınızdan, kendi yönetim anlayışınızı ve  üst yönetimden neler beklediğinizi, “Bu anlatacaklarım patronu kızdırabilir” diye endişelenmeden doğrudan söylemelisiniz. Tabi uygun ve kırıcı olmayan bir dille. Etkileyici olacağından kuşkunuz olmasın. Yalnız karşınızdaki yöneticiden, “Hele bir başlayın da bakarız; İlerde düşünürüz” benzeri yuvarlak, belirsiz, baştan savma sözler gelirse o firmayı hemen teşekkür edip terk edin derim.

Şimdilik bu kadar, başka ayrıntılar aklıma geldikçe bu yazıya ekleyeceğim.

 

Uğur GÖRGÜLÜ

11 Haziran 2014 – Ceyhan