9Sevgili sınıf arkadaşım Uygur AYDEMİR’in şair yönünü bilmiyordum doğrusu. İncelik göstermiş bana da yollamış. Çok beğendim. Etkilendim ve bu sayfalardan sizlerle paylaşmak istedim.

Bu şiir, 1 Mayıs 1977’yi anlatıyor… 1 Mayıs 1977’yi yaşayanlardan biri de bizdik… O gün canımızı nasıl kurtardık bilmiyorum… Hatırlayamıyorum bile…Provokasyonun Allahı idi o yapılanlar… Hem de en tumturaklısı, en korkuncu, en vahşicesi…Hiç anımsanası günler değil o günler… Acı dolu, kalleşlik dolu, kahbelik dolu kapkara bir zaman dilimi o kadar…Tanrı birgün hepsine gereken cezayı verecektir inanıyorum… Zaten inanç da olmasa  ne yapardık, kime sığınırdık ki? Yapayalnızlık içinde kaybolmuşluğun umutsuzluğu ile nerelere gidebilirdik ki o zaman?

SEN YOKTUN Kİ

Köpükler bırakarak
İlerliyordu ağır
ağır vapurlar
Sessizlik dalgaları yükseliyor…
deniz küskündü.
Bir yanım
kanatılmış bir yaraya,
hırçın.
öbürü umudu seni bulmanın
kor bir ateş olup
yüreğime kuruldu.Sen yoktun ki
bilemezsin…Kazanılmış bir cephenin
yorgunu olmuş Beyoğlu.
Savaşın son direnci
yanık kokusunu soluyordu.
Panzer sirenleri dolanıyordu.
Kalanların
yılgın ve korkulu bakışlarında
yaşlanmışlıkları bir bir okunuyordu.Sen yoktun ki
bilemezsin…Kurşundan sakınmak için
vitrinlerin kırıldığını bilemezsin.
Ölümü düşünmek,
en çok yaşamak isterken
gözlerimizin kenetlendiğini
sen yoktun ki
bilemezsin…

Bir adam,
siyah pardöseli esmer bir adam.
Zayıf, çıkık çeneli
Eldivenleri deri…
Çökmüş savaş sonrası huzursuzluğu
Taksim Meydanı’na.
Çıkmış yüksek bir kaldırıma
bağırıyordu;
“Durun!”.
Savaşmaya çağırıyordu
korkunç suratına aldırmadan.
Şöyle bir bakıp çil yavrusu insanlar
hızla oradan uzaklaşıyordu.

Sen yoktun ki
bilemezsin…

Televizyonda bakanlar
demeçler veriyordu,
marşlar çalıyordu radyolar.
Kazancı Yokuşu
sıkışmış ve ezilmiş insan seli.
Gökyüzü kızıla boyanmış dururken
yeryüzünde otuzyedi ölü.

Unkapanı Köprüsü’nden gelen kalabalık
Taksime sokulmuyordu.
Bir tek silah sesi duyuluyordu.

Ben seni arıyordum.

Sen yoktun ki
bilemezsin….

Boğazın Marmara’ya ulaştığı çizgide
Altın Boynuz
surları bir hiç sensiz.
Yeni Camii’de okunan
saba makamındaki ezan
kimlere duyurabilir ki sesini
sensiz.

Adalar boyu seyrederken
gözümden gitmiyor
Intercontınalten Oteli’nden Taksime yağan
“yağmur”.

Burada dur.

Bilinemedi çünkü hala
siyah takımlı adamlara
Meydana bakan odalarda
verilen “onur”.

Namlu soğukluğunda…

Ne tütün kokusu çapkınlıklarım,
Ne de adalar boyu seyreden
köpükleri dalgaların
un ufak gelir baktığımda
Taksim’ de
kara bulutlar dolanırken hala.

Sen yoksun ki
bilemezsin…

UYGUR AYDEMİR

03 Mayıs 2010 Antalya