YALNIZLIK
Yalnızlık… Ne hazin bir kelime. Hazin ancak bir o kadar da derin. Kısa, sade, sıradan; ama içinde koca bir evren…
“Bölüm I” Sınıfın cam kenarındaki sıraya oturuyorum hep. Kimseyle konuşmadığım için kimse de benimle konuşmuyor artık. Birkaç deneme oldu…
Haydi kırmızı bereni as o portmantoya, mantonu çıkar Ponponlu mavi beyaz terliklerin işte orada Pembe puantiye pijemalarını giy sonra…
İnternette öylesine dolaşırken rastladım ona. Genç, gepegenç bir delikanlı o, daha 17’sinde. İçinden geçenleri öylesine dupduru aktarmış ki sözcüklere, öylesine…
Biliyor musun sevdin mi bir solcuyu seveceksin Hatta hayatın tam tadına varmak, Her gününün heyecan içinde, Birbirinden…
Ben yeşil boyalı bir evde doğmak isterdimDörtbir yanında ahşap pancurları olan, saçaklarında kuşların yuva yaptığıSonra, yürüyerek çocuk saatlerime…
Güneşin kızıl okları görününce ufuktan Çiğ taneleri damladı kalın damarlı yapraklardan Bir erkek istiridye dişiye dönüştü… Somon sürüsü tatlı sulara…
Bazen düşünürüm neden ben benim diye, Neden ben kendimin eli değilim ki, Ya da ben her kimsem bir ayak olsaydım…
Bir güneş geldi kondu koluma Sanırsın kırk yıllık uğrak yeri… Küçük bir mutluluk kanat çırpıyordu kalbimde, Sonbahar akşamlarının laciverdi dört…