dscf3868

Bir güneş geldi kondu koluma

Sanırsın kırk yıllık uğrak yeri…

Küçük bir mutluluk kanat çırpıyordu kalbimde,

Sonbahar akşamlarının laciverdi dört bir yanda,

Saçlarımda bir Akdeniz yelinin pervasızlığı…

 

Kaç yıllık gözyaşlarım yumruklarımda saklı,

Umut serpelerken toprağın sinesine güneş,

Beynime üşüşen kelimeler bir şiir yaratıyor

Nasıl da zor seçebilmek onu sislerin arasından,

Birşeyleri eksik bırakmak korkusu sarmışken bağrımı…

 

Sımsıkı taşlar arasında bir hayat tutunmuştu o Arnavut kaldırımında

Ölüme kafa tutarcasına başkaldıran,

İnatla…

Ak pak kızlar neşeli yürürken üzerinde dikkatsiz

Nasıl da çaresizdi göğeren umut o kaldırım taşında…

 

Kolay mı sanıyorsun sen yalnızlığı ufalamayı,

Apansız bastıran hikâyelerin en tumturaklısında

Yok öyle yağma dedirtir adama şu yosun yeşili hayaller

Sinkaflı küfürler beynimde resmigeçitteyken

Nedendir bilinmez dilime vurdu işte bir hüzzam

Arkasında bir dolu yaşanmışlıklar…

 

hope-graffiti

 

Bir sevinç geldi kondu başıma,

Aydınlığa ulaşan pervanelerin heyecanıyla,

Tıpkı bir kürek mahkûmunun akşamı beklemesi ya da,

Aynaya attığın yumruğun acısını sonradan hissetmek gibi yakan acıtan,

Özlemek…

Delicesine, yanarcasına

Özlemek…

Prangalarından vâreste  hüzün son sür’at,

Bir ok gibi emin, bir mızrak gibi keskin…

Ve akşam gaybın kollarında sönerken bir bilinmez ufukta,

Özlenmişlikler,  bir çakıl taşı kadar beyaz,

Bir kor ateş kadar sıcak…

Yaşamın kalbinden gelip avuçlarıma bırakılan,

Yarımlar, yaşayamamış olmalar,

Bir koşu mesafesi kadar yakın, bir ömür kadar uzak…

 

Uğur GÖRGÜLÜ

23 Nisan 2015 – Erciş