Ben aslında koyu Galatasaraylıyımdır. Delikanlılığımda, ilk gençliğimde futbol seyircisi olmak, İstanbul’da özellikle Galatasaray’ın maçlarına gitmek benim en büyük vazgeçilmezlerimden biriydi. Sadece Galatasaray’ın değil Fenerbahçe’nin de Beşiktaş’ın da ilk onsekizini bilir, hatta çok sevdiğim İzmir takımları Göztepe, Altay, Altınordu gibi kulüplerin de ilk onbirini ezbere sayardım.

Hiç unutmam Galatasaray 1970-1971 sezonundae PTT’yi iki kez 7-1 yenmişti. Ankara’nın bu köklü kulübü o zamanlar adeta Galatasaray’ın futbolcu kaynağı gibiydi. Rahmetli Metin Kurt, yine yeni kaybettiğimiz Enver Ürekli, Ayhan Güleş ilk aklıma gelen efsane transferlerdi…

O sezon şampiyonun kim olacağı son maça kalmıştı.Fenerbahçe’nin maçı kazanması, Galatasaray’ın ise Ankara’da PTT’ye puan kaybetmesi halinde Fenerbahçe şampiyon oluyordu. Fenerbahçe Beşiktaş’ı 1-0 yendi. Kulaklar Ankara’daydı, ancak radyo yayınında sorun vardı ve maçı dinleyemiyorduk. Nasıl oldu bilmiyorum, maçın skoru PTT 2 Galatasaray 0 olarak duyuruldu ve Fenerbahçe şampiyonluk turu atmaya başladı. Sahada müthiş bir sevinç vardı. Ancak gerçek çok kısa bir süre sonra ortaya çıktı ki, Galatasaray maçı 7-1 kazanmıştı. Yani Fenerbahçe’nin şampiyonluk hevesi kursağında kalmıştı…

Rahmetli Metin KURT

Demek istediğim, o zamanlar futbolu bu kadar yakından takip ederdim. Yasin, Enver, Ekrem, Muzaffer, Şevki diye başlayan kadrolarını seyretme şerefine nail olduğum Galatasaray’ı özellikle son 10-15 yılda azalan bir şevkle seyretmeyi bıraktım artık. Bu yıl kimin şampiyon olduğunu bile basından tesadüfen öğrendim. Eskiden takımın her futbolcusuyla adeta bütünleşirdik, onlar bizden biri olurdu. Şimdi bir sürü zenci, her yıl yarısı değişiyor. Hangisi kim vallahi ben karıştırıyorum.

Bundan 40 yıl önce 30 yıl önce takım kadrolarını ezbere bilirdik. Çoğu futbolcu futbolu bırakana kadar takımında oynar, adeta takımıyla özdeşleşirdi. Bana son yıllarda takımıyla özdeşleşen bir Galatasaraylı, bir BJK’li, bir FB’li futbolcu söylesenize. Yani boş kontrata imza atan Müjdat gibi kaç Fenerli, Kaptan Sanlı gibi, İtalya fatihi Sabri gibi kaç BJK’li var. Ya da son senesinde kendisine yapılan vefasızlık yüzünden Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu Cemil’in ricasıyla Fenerbahçe’ye geçen B.Mehmet, nam-ı diğer Badi Mehmet gibi kaç Galatasaraylı…

Efsane Kaleci Ilie Datcu

70’lerde, 80’lerde Milli Takım bir iki takviye ile neredeyse Galatasaraylı futbolculardan oluşurdu. Şimdi düşünsenize Galatasaray’da Milli Takım’a alınacak Türk futbolcu kalmamış…

O zamanlar yabancı futbolcular da bir geldiler mi futbolu bırakana kadar takımlarında oynarlardı. Datcu’yu, Nunweiller’i hangi Fenerli unutabilir. Barbu denince hangi BJK’li o müthiş füzeleri hatırlamaz. Ne bileyim Kajganic deyince hangi Galatasaraylının içi sızlamaz.

                               Kaza sonucu vefat eden kaleci Kajganic

90’ların ikinci yarısından sonra futbol tam anlamıyla emperyalizmin emrine girince müthiş bir endüstri haline geldi ve futbolda taraftar olmak artık anlamsızlaştı. O nedenle Galatasaray’ın bu yılki şampiyonluğu benim için çok fazla bir mânâ ifade etmiyor. Yanlış anlaşılmasın; Fenerbahçe, Beşiktaş ya da diğer kulüplerden biri de şampiyon olsaydı bu düşüncelerim onlar için de geçerli olacaktı…

Uğur GÖRGÜLÜ
20 Mayıs 2018 – Jvari (Gürcistan)