397511-3-4-fbb6eBugün 8 Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”. 5 Mart 2015 tarihinde sevgili Yılmaz ÖZDİL SÖZCÜ Gazetesinde müthiş bir yazı yazmış. O yazıdan giriş kısmını alıntılamak istedim:

Ordu'daki Kadın Heykeli

Ordu’daki Kadın Heykeli

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin sembolü Venüs heykeli, magandalar tarafından müstehcen bulunarak, yakıldı.
Gaziantep Üniversitesi’nin bahar şenliğinde sergilenen göğsü açık kadın heykeli, tahrip edildi.
Muğla Milas’ta çıplak kadın heykelinin kafası kırıldı.
İzmir sevgi parkındaki kadın heykelinin kolları bacakları, beton kesme aletiyle parçalandı.
Edirne’ye Türk Kadınlar Birliği tarafından yaptırılan özgür kadın isimli heykel, halatla çekilerek kaidesinden koparıldı.
Ordu’daki kadın heykellerine, sprey boyayla edep yahu yazıldı.
Bursa’da uluslararası heykel sempozyumu kapsamında yaptırılan gerçek aşk isimli kadın heykelinin, ayakları kırıldı.
Ankara Yüksel Caddesi’nin simgesi oturan kadın heykeli, kayboldu.
İstanbul’da İsrail’i protesto gösterileri sırasında, kadın figürü Akdeniz heykelinin kolu koparıldı, taşla vurula vurula gövdesi ezildi.”

Televizyonlarda elinde mikrofon sırıtık tipler röportaj yapıyor:

– Merhaba biliyorsunuz bugün Dünya Kadınlar Günü. Bir mesajınız var mı?

– Tabi. Kadınlar çiçektir. Dinimiz de kadına çok önem vermiştir.

Samsun'daki Mini Etekli Kadın Heykeli

Samsun’daki Mini Etekli Kadın Heykeli

İnanın hemen hepsi üç aşağı beş yukarı aynı laf salatasını söylüyor. Bunları gören de günde 3-4 kadının vahşice sapıkça sokak ortasında katledildiği ülkenin bir başka ülke olduğunu düşünecek!! Heykeline dahi tahammül edemedikleri kadınlara, bu ülkenin insan silüetindeki erkekleri mi çiçek muamelesi yapacak? Buna kim inanır?

Prof. Dr. Nurşen MAZICI çok farklı bir tespit yapıyor bir televizyon programında:

Türkiye’deki kadın cinayetlerinin, kadına düşmanlığın sebebi olarak İslâm dinini göstermek yanlış olur. Ne Suudi Arabistan’da ne İran’da  böyle sapıkça cinayetler, tecavüzler yok. Biz heykelleri ucube diye yıkıp indirirken, İran’da her yer heykellerle dolu. Bu başka bir şey. Eğitim dincileştirildikçe, cehalet prim yaptıkça yani kötülük sıradanlaştıkça, kanıksandıkça, normalleştikçe Türkiye’deki bu cinnet, bu akıl tutulması daha çok uzun zaman sürecektir.

UYDURULAN DİNDE KADINŞimdi önüne gelenin kadın dövdüğü, karısını, sevgilisini 40 küsür bıçak darbesiyle öldürüp, mapus damında kahraman gibi karşılandığı, minibüsüne binen küçücük bir yavrucağı parçalayarak öldürenin arkasından “O da öyle açık saçık giyinmeseydi” yorumlarının yapıldığı bir garip ülkede Dünya Kadın Günü için inanın sahtekârca, riyakârca barış, sevgi, kardeşlik mesajları verip yasak savmak içimden hiç gelmiyor. Onun yerine yüzyıllardır yüce İslâm’ın kutsal kitabı Kur’an’ı hiçe sayarak uydurdukları ve Peygamberimize mal ettikleri hadislerle kadını bir mal, bir eşya seviyesine indiren, sakal bırakıp, entari giyerek kendilerine “Din Adamı” payesi veren ve toplumun cahil cühelâ kesimi üzerinde sahte bir saygı uyandıran alçak, şerefsiz, hâyyâsız, cibiliyetsiz, gözümde, pislik yiyerek yaşayan bir lağım faresi kadar değeri olmayan ve din adına ahkâm kesen bu sütü bozuk, kanı bozuk kazuratın Allah’ın kitabı Kur’an’da kadına verdiği değerin üzerini nasıl örttüklerini, sevgili peygamberimizin asla söylemediği ve Kur’an’ın ruhuyla, mesajıyla çelişen bir takım sözleri nasıl uydurduklarını gösteren harika bir yazıyı sunmakla yetineceğim.

Yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

http://www.kurandakidin.com/21-kuran%E2%80%99in-dininde-kadin-uydurulan-dinde-kadin/

“Geleneksel din anlayışı en çok kadınlarla ilgili konularda dine ilaveler yapmıştır dersek, abartmış olmayız. Kadını köleden beter yapan, kadının erkek egemen toplumda sadece ev işinde ve cinsellikte kullanılmasını, hiçbir alanda kadına hak tanınmamasını savunan izahlar; toplum nezdinde kabul görsünler diye uydurma hadislere ve mezhep izahlarına dayandırılmış ve bu bakış açısı topluma “din” diye yutturulmaya çalışılmıştır. Saf dindar kadınların birçoğu, Kuran’ın anlattığı İslam ile bu uydurmaları ayırt edemedikleri için Allah’ın rızasını umarak bu uydurmalara göre yaşamaya çalışmış ve kendilerini gelenekçi erkeklerin sınırlarını çizdiği kapkara bir dünyada bulmuşlardır. Gelenekçiler, “Peygamberimiz cennetin annelerin ayaklarının altında olduğunu söylemiş, kadınlar annemizdir, bacımızdır…” gibi laflar ederek, kadınlara çok değer verdiklerini göstermek istemektedirler.

483248-3-4-b171eOysa birazdan kadınlarla ilgili gelenekçi kaynaklardaki izahları incelediğimizde, gerçekte kadına ne kadar değer verdiklerini iyice anlayacağız. Kadınlarla ilgili Kuran’da geçmeyen uydurma izahlara değindikten sonra, yine bu uydurmaların etkisiyle yanlış değerlendirilen Kuran’daki bazı meselelere değineceğiz. Bundan bir sonraki bölümde ise başörtüsü gibi günümüzün kadınlarla ilgili en çok tartışılan konusunu, ayrı ele alacağız. Bu bölümün iyice anlaşılması, o bölümün daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

KADINLARLA İLGİLİ  MEZHEP  VE HADİS  KÖKENLİ UYDURMALAR

Bu uydurmaların yapılışındaki en temel hedef, kadının erkeğine kayıtsız ve şartsız itaatini sağlamak olmuştur. Uydurma hadislerle, kadının erkeğe itaati bir ibadet gibi sunulmuştur:

Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim. (Tirmizi, Rada 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140; Ahmed b. Hanbel, Müsned 6/76; İbn Mace, Nikah 4/1852)

Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese, yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz. (İbni Hacer El Heytemi 2/121; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/239)

Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz. (Hafız Zehebi, Büyük Günahlar)

En titiz hadis çalışmalarında alıntıladığımız hadisleri görmemiz, “Kuran, yalnız ve yalnız Kuran” diye niye defalarca tekrar ettiğimizin anlaşılmasını bir kez daha sağlayacaktır. Yukarıdaki uydurmaları Peygamber’e fatura edenler, ne yazık ki bu uydurmaların reddi olan Kuran’ın anlattığı İslam’a uymayı Peygamber düşmanlığı, bu uydurmaların kabulü olan hadislerin, mezheplerin, geleneklerin İslam’ını ise Peygamber’i sevme göstergesi ilan ediyorlar. Böylece kadınları eksik akıllı ve eksik dinli ilan edenler, dine büyük zarar vermiş oluyorlar.

v200908252303580303144.flvKadınların dinleri ve akılları eksiktir. (Buhari)

Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen, aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.(Müslim, İman, 34/132; İbn Mace, Fiten 19/4003)

Kadınları erkeğin kölesi yapan zihniyet, bununla yetinmeyip; kadınların çoğunu cehennemlik, dinen eksik ilan edip, Kuran’ın açık izahlarıyla da çelişir:

Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. (Buhari)

 Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben, Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm. (Müslim, İman 34/132; İbn Mace, Fiten 19/4003)

 KADINA CENNET VİZESİ KOCADAN

 Kadınların çoğunun cehennemlik olduğunu iddia eden hadislerin yanında, kadının cennete gidişi için kocasının kendisinden memnuniyetini şart olarak gösteren hadisler de uydurulmuştur.

Bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse Cennet’e girer. (Riyazus Salihin)

Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına ve kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir. (Kadınlara Dini Bilgiler)

Müslim de, Buhari de, Tirmizi de, Muvatta da, Şii kaynaklar da; Emevi ve Abbasi döneminde uydurulmuş, bazı kişilerin kadına kendi bakış açılarını dinselleştirmeye çalışmalarının ürünü olan bu tip uydurmalarla doludurlar. Oysa Kuran’ın hiçbir yerinde, biraz önce örneklediğimiz tipteki hadisler gibi kadınların çoğunun kötü, cehennemlik, dinen eksik olduğu geçmez. Kuran, üstünlüğü erkek veya kadın olmaya değil, Allah’a yakın olmaya, Allah’ın dininde titizliğe bağlar.

maxresdefault Ey insanlar! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır. (49-Hucurat Suresi 13)

 Ayetten de anlayacağımız gibi Kuran, üstünlüğü bir ırka, bir kabileye veya erkek, kadın gibi bir cinsiyete değil, Allah’ın dinine titizlik ve Allah için hatalardan sakınma mânâlarına gelen “takva”ya bağlamıştır. Oysa buraya kadar gördüğümüz hadislere göre kadın olmak daha baştan cehennemlik olma ihtimalini arttıran bir unsurdur. Bu zihniyet, eksik ve cehennemlik ilan ettiği kadını, ezik karakterli bir varlığa dönüştürüp, kayıtsız şartsız erkeğin kumandasına verir ve kumandaya itaati de “din” diye insanlara dayatır. Kuran’ın anlattığı İslam’ın bu uydurulmuş dinden neden ayrılması gerektiğini daha da iyi anlamak için “en itibarlı” uydurma kaynakları inceleyelim:

Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır. (Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338; Ebu Davud, Salat 110/720) 

Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta. (Ebu Davud, Tıb 24/3922; Müslim, Selam 34/115; Buhari, Nikah, 17/4805)

 DİŞSİZ, TİPSİZ, YAŞLI KOCALARIN KURTULUŞU

 Aşağıda kadını uğursuz ve namazı bozucu ilan eden mezheplerin çok itibar ettiği İmam Şarani ve İmam Gazali gibi düşünürlerin kadının neden evde tutulması gerektiği ile ilgili açıklamalarını, ayrıca kadınların süslenmesini haramlaştıran bazı hadisleri okuyacaksınız:

İşte meşhur "ucubemiz"

İşte meşhur “ucubemiz”

İçinizden biri yaşı ileri, ağzındaki dişleri dökülmüş, görünüş itibariyle de çok çirkin olabileceği gibi aksine karısı da genç ve güzel olabilir. Bu genç ve güzel kadın, çarşıya çıktıktan veya davet edildiği düğün ve ziyafetten evine döndükten sonra dışarıda gördüğü yakışıklı erkeklerle yaşlı ve dişleri dökülmüş kocasını kıyas ederek kocasının yüzüne dahi bakmak istemez. Belki kocasının kendisini öpmesini ve cinsel ilişkide bulunmasını dahi istemez. İşte genç kadının erkeklerin çokça bulunduğu çarşı, pazar, şenlik ve toplantı yeri gibi mekanlara gitmesinin kadın üzerinde yapacağı etki en azından budur. (İmam Şarani, Uhudül Kübra)

Dövme yapan ve yaptırana, yüzündeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin. (Buhari) 

Takma saç takan ve taktıran, kaşları incelten ve incelttiren, dövme yapan ve yaptıran lanetlenmiştir. (Ebu Davud, Tereccul 5)

Bir büyük uydurma : RECM

Bir büyük uydurma : RECM

Eğer bir kadın peruk takarsa, eğer kol ve yüzüne dövme ya da ben yaparsa, yüzünden ve kaşlarından cımbızla kıl aldırırsa, yüzüne güzellik vermek için şekil değiştirirse lanetlenmiştir. (İmam Şarani, Uhudül Kubra)

Bir hadise göre ashabı kiram karılarının pencere ve kapı aralıklarından dışarıyı seyretmelerini ve erkek görmelerini önlemek üzere evlerinin pencerelerini sıkı sıkıya kapatırlar, dışarıya bakanlara dayak atarlardı. (İmam Gazali, İhyayı Ulumuddin 2/122)

Kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. Çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. Fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur. (İbnül Cevzi, Mevzuat, 2; Suyuti, Lealil Masnua 2/154; İbn Arrak, Tenzihüş Şeria 2)

Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir. (İmam Gazali, Kimyayı Saadet; İbn Ebi Şeybe, Musannaf 4) 

Dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve şu kurallara kesin uyacaktır:

  • 1-  Sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne,
  • 2-  Hiç çıkmamış gibi davrana,
  • 3-  Başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya,
  • 4-  Kalabalığa karışmaya,
  • 5-  Erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya,
  • 6-  Herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura,
  • 7-  İşini bir an önce bitirip evine döne, (İmam Gazali, İhyayı Ulumuddin 2)

Kadını-bilgilenmesiBu uydurma izahlarla, kendi görüşünü, kadınlara olan aşırı kıskançlıklarını dini bir buyruğa çevirip, topluma dini bu şekilde sunanlar; dinsizlerin dinimize saldırısı için ortam hazırlamışlar ve birçok kimsenin dinimize olan inancının sarsılmasına sebep olmuşlardır. Halkımızın bir kısmı ise bu izahları gösterip dinimize saldıranlara kızmakta, fakat bu izahları yapanları, örneğin İmam Gazali’yi bu konuda eleştirmekten kaçınmaktadır. Biz Kuran’ı tek kaynak kabul edip, geri kalan izahları ve Şarani’nin, Gazali’nin bu tarz izahlarını eleştirmedikçe, bu izahlardan yola çıkarak din aleyhinde yazılar yazanlara kızmaya ne kadar hakkımız olabilir?”

Derleyen: Uğur GÖRGÜLÜ

08 Mart 2015 – Erciş