Eğer birine gıcıksanız, kıl oluyorsanız ya da adam terfi almanızın önündeki en büyük engelse, veya ne bileyim mirasa tek başınıza konmak istiyor ve bu nedenle herifi gebertmek için diş biliyorsanız, hemen belirtmeliyim ki öyle karman çorman cinayet plânları yapmanıza artık gerek kalmadı. Yapacağınız tek şey, arabanıza atlamak ve adama saatte 120 km. hızla çarpmak! İsterseniz öldüğünden emin olmak için geri geri gelip bir de çiğneyin; daha sağlam olur…
Sonrasını zaten T.C hukuk sistemi halleder, sizin fazladan bir gayret sarfetmenize gerek yok. Ha, yani elleriniz kelepçeliyken “Niye vurup kaçtınız? Pişman mısınız?” diye soran basın mensuplarına polislerin arasından salya sümük: “Pişmanım, benim de çocuklarım var, keşke ben ölseydim” sahtekârlığında yılışmanızın mahkeme tarafından 1 saat sonra serbest bırakılmanızda hızlandırıcı bir etki yaratacağını söyleyebilirim. Ama dürüst biriyseniz (?!) ve susma hakkınızı kullanmayı tercih ettiyseniz bile T.C kanunları sayesinde ilk duruşmada özgür kalmanız zaten garanti…
Gaziosmanpaşa’da marketten dönen 12 yaşındaki Sevim’e son sürat çarpıp kaçan şeref yoksunu haysiyetsizler savcılık soruşturmasından sonra serbest bırakılmış. Yaşasın Türk adaleti!
Komşunun kızını çok mu arzuluyorsunuz? Yaşı küçük diye onunla birlikte olmaya cesaret edemiyor musunuz? Amma da korkaksın be birader! Yaşı isterse 13 olsun ne fark eder, sen Türkiye’de yaşadığını unuttun galiba. Hemen kaçır o kızı, kapat bir odaya, günlerce canının istediği zaman git ırzına geç! Hatta şehrin ileri gelenlerine haber ver onlar da ne zaman canları sübyan çekerse gelip tecavüz etsinler zavallı kıza, aylarca, yıllarca… Nasıl olsa onları kurtaracak T.C kanunları var!
ÇÜNKÜ TÜRKİYE’DE KANUNLAR SUÇSUZU, GÜNAHSIZI, MAĞDURU DEĞİL SUÇLULARI, SAPIKLARI, KATİLLERİ, HORTUMCULARI, ARKASI OLANLARI KORUYUP KOLLAMAK ÜZERE HAZIRLANMIŞTIR!..
Hemen her gün ülkenin bir köşesinde ağzı burnu dayaktan darmadağın edilmiş zavallı bir kadın hem de sokak ortasında vahşice katledilirken bu ülkenin polisi, mahkemeleri, şiddet gördüğünü, eski kocası, erkek arkadaşı, ya da nişanlısı tarafından sürekli tehdit edildiğini, hayatî tehlikesi olduğunu belirtip korunma talebinde bulunan garibana “Aile içi bir anlaşmazlık, bir şey yapamayız. Bu konuda kanunlar yetersiz” diyerek onu göz göre göre ölüme gönderebiliyor.
Bu ülkede polis ancak tv dizilerinde kadınları, kocaları tarafından öldürülmeden kurtarabiliyor…
Bu ülkede mahkemeler ancak tv dizilerinde sapık katilleri, tecavüzcüleri hak ettiği cezaya çarptırabiliyor.
Bu ülkenin güvenlik güçleri, hukuk sistemi gerçek hayatta yapamadıklarını ancak tv dizilerinde yaparak vatandaşın gazını almaya çalışıyor…
Bir yandan sabah akşam basın yayın organlarından din iman pompalanırken bir yandan da dünyanın en iğrenç, en aşağılık en yüz kızartıcı suçlarının pervasızca işlendiği ülke benim ülkem değil mi? Dünya’nın tüm ülkelerini burnu bile kanamadan gezen barış elçisi İtalyan Pippa Bacca Türkiye’de kaçırılıp, tecavüz edilerek öldürülmedi mi? 13 yaşındaki küçücük bir çocuğa 26 kişinin tecavüz etmesi karşısında bu ülkenin mahkemeleri “Kızın rızası var” bahanesiyle cezaî indirime gitmedi mi?
O kızın rızası olsa bile bu, dedesi, babası yaşındaki ahlâksızların küçücük bir çocuğa şehevi hislerle yaklaşmalarını, cinsel ilişki kurmalarını ne kadar haklı kılar?
Ama benim ülkem, Hüseyin Üzmez gibi pislikleri, 13 yaşındaki kızın ırzına geçen aşağılık mahlûkları ne yapsam da serbest bıraksam, hafifletici nasıl bir şeyler icat etsem de bu sapıkların az ceza almasını sağlasam diye kafa patlatan savcıların, yargıçların cirit attığı bir garip ülke değil mi?
Dahası, benim ülkemde 14-15 yaşındaki kız çocuklarının 60-70 yaşındaki kart heriflerle evlendirilmesi, para karşılığı satılması gayet normal bir âdet değil mi?
Yıllarca dayak yediği kocasından kurtulmak isteyen zavallı kadınların sokak ortasında 20-25 yerinden bıçaklanarak ya da tabancayla delik deşik edilerek katledilmeleri ardından “Eee o da kırıp dizini otursaydı evinde, çoluğu çocuğu da varmış. Kocası değil mi döver de sever de. Allah bilir başka adamlarla ilişkisi olduğu için vurmuştur kocası” alçaklığında yorumlar yapan bizim insanımız değil mi?
Kadınların vahşice katledilmelerinin kılıfı olarak “Namusumu temizledim” ya da “Töre gereği öldürdüm” bahanesine sığınmak ve işin en acısı bu mazaretlerin T.C devletinin mahkemelerince cezaî indirim nedeni sayılması bize özgü bir garabet değil mi?
E o zaman böyle âdetlerin olağan karşılandığı, “töre gereği cinayet işledim, namusumu temizledim” kılıfının saygı gördüğü, ikiyüzlü, yalancı, korkak, sapık ve kalleş insanların el üstünde tutulduğu bir memlekette kanunların ve o kanunları uygulayanların kimleri kayıracağını düşünüyordunuz ki?
Uğur GÖRGÜLÜ
05 Kasım 2011 Antalya
Atatürk ne kadar Türk kadınına değer verdiyse, Türk kadını da bunu o kadar inkâr etmiş, kendisine verilen hakları adeta reddetmiştir. Haklarına sahip çıkamamıştır. Kendini ezen aşağılayan politikacılara oy vermiştir. Türk kadını şimdi bu durumlara düşmüşse tüm kadınların iyi bir özeleştiri yapması gerek. Ayrıca hukuk sisteimiz çoktaaan çağın gerisinde ve yetersiz kalmıştır. Toplumumuzun iyice vahşileştiğini düşünüyorum. Çocuklar iyi yetişmiyor. Bu konu çok karmaşık bir sorun.
Bu zatlar salıverilirken, pusuda bekleyip, mahkeme salonundan çıkarlarken onlar tarayarak temizlik yapana ne kadar ceza var acaba? Sorsanız onlar da kendi rızaları ile öldürülmüşlerdir..!
Sert bir eleştiri olmuş, ancak kısmen doğru. Öncelikle mevcut kanunların tam anlamıyla tatbiki gerekmektedir. Konuya ilişkin https://hukukiblog.com/diger/suc-orani-neden-artar/ inceleyebilirsiniz.